Türkçe

[youtube http://www.youtube.com/watch?v=8b3UE_rEPjQ&w=640&h=480]

Sosyal Konutlar

Sosyal Berlın sonrası

Artan kirayi ödeyemiyorsaniz, yeni bir  konut arayiniz,  diyor Hermes  Konut ve Servetyönetiminden yetkili  sözcü bay H. Kiralar,  Kottbusser Tor’ daki Sosyal Konutlarda April’ in birinden her yil olduğu gibi tekrar artiyor. Şaşkınlık büyük, daha önceki kiralar zaten ödenecek gibi değildi. Jobcenter, tekrar konut kiralarının  düşürülmesiyle ilgi taleplerini ileti.

Konut yönetileri, bu yil kiralar artırılmasın isteğimizi  reddetıler ve diyorlarki ‘kiraların artmasından vaz gectiğimizden, cebimizden ödemek zorunda kalacağız’ gerçekten mı?

Konut sahibi Fırma, kirası ödeneblir konut sunması için 30 yildır Berlinlilerin ödediği vergi paralarını alıyor, buna karşılık, yasal olarak belirlenmiş kârinin küçük bir bölümünden vaz geçmek istemiyor.

Kendi yüksek kârlarına karşılık bizim ceplerizin ne kadar boş olduğunu düşünemiyorlar.

Kottbusser Tor’un güneyindeki her iki aileden birinin, kira ödendikten sonra, yaşam masrafları için geriye  kişi başına 200 € kalıyor. Nisandan sonra, bu miktar 10  dan 20  € kadar azalacak.

Konut İdaresi, Kreuzberg’ de  konutları daha yüksek kiraya veririm düşüncesiyle, eski kiracılarını başından atmak mı istiyor? Biz burda birkaç kuşaktan beri yaşiyoruz. Yanıbaşımızda, annemiz, babamız, kardeşlerımız, arkadaş ve tanıdıklarımız oturuyor. Kreuzbergliyiz. Burası bizim evimiz. Şehir İderesi, artık kiracıları  da korusun, yalnız  konut sahiperin kârlarını değil. Sosyal Kira ayarı, en yüksek  kira metre karesi 4€ ile  süreli olarak sınırlandırılmalıdır.

Sosyal Konutlar, sosyal kirayi  değil, sadece Konut sahiplerinin anlaşılmaz kârlarını garantiliyor.

Berlin’deki Sosyal Konutyapımı, Batı Almanya desteleme politikasının bir ürünüdür.

Bilindiği gibi karmaşık bir tarihsel geçmişten yapılan yasaya göre konut sahiplerine,  ödenir sosyal konut sunmaları için 30 yildir vergi paraları ödeniyor,

Ancak, konut sahipleri bu gün bu sormluluklarını yerine getirmiyorlar.

Jobcenter dahi bu kiraları yüksek buluyor.

Önceki Maliye Senatoru Thilo Sarrazin, 2003 yilinda desdeklemeye son verdiği için, her yil kira desteği azaliyor ifadesiyle durum gerekcelendiriliyor. Ancak bu sadece  kiraciye dokunuyor, ev sahiplerine değil. Onlar, ayni şekilde asgari kiralarını (kiradeğeri) talep ediyorlar. Asgari kira (kiradeğeri) , konutun sözde maliyet değeri  metrekareye bölünerek, metrekarenin maliyeti hesaplanır. Bu sosyal Konutlarda 12 ile 18 arası olarak hesaplanmıştır.Kiracılar bunun bir bölümünü ödüyor, geri kalan kısmını  Berlin Eyaleti ödüyor.

Bu yüksek Kiradeğeri, 70 yilardan beri yatırımcı ve vergiden tasarruf eden amortisman şirketlerine, konut yapımını finanse etmek için risksız yüksek kâr garantiliyen bir sunumdur.

Bu yasa, Berlınlılerın  yararına uygun olarak değiştirilmelidir.

Konut sahipleri, halen yasal olarak kira artırma hakları var. Konut sahipleri, bu yasayla Eyalet desteğile metrkaresi 18€ varan  kiralar almaktalar. Hiçbir özel Konut sahibi, bu yükseklite kira alamıyor. Kira desteklemesi düşünce, şimdi Fanny_Hensel mahallesinde  olduğu ve yakında  Werner_Dütman_ Yerleşim biriminde olacağı gibi, konut sahipleri kiracılardan yüksek kira istiyebilecek, bu çoğunun konutlarından taşınmak zorundan kalacağı anlamına gelir.

Bu ne biçim yasalarki, konut sahiplerine  milyonlarca vergi paramız üzerinde hak tanıyor?

Bugün, SPD ve CDU Senatosu, konut sorununu çözmek için yeni konutları destekliyeceğinden söz ediyor, biz bu girişimden ayni partilerin 2001 sebeb oldukları Berlin Konut skandalının  bir tekrarını görüyoruz. O zaman, sosyal konutlar için konut sahiplerine sağladığı kâr ve krediler yüzünden Berlin parasız kaldı ve ödeme gücünü yitirdi, durum ortaya cıkınca hükümet düştü. Berlin, halen bu durumdan kurtulamadı, 70’lerden belirlenen yüksek konut maliyetleri kiralarımızı sürekli artırıyor. Berlin’de 160.000 sosyal konut vardır. Bugün bunların kiraları eşdeğer konutların 40 % dan daha  yüksek dir. Hangi amaçla Berlin Eyaleti, milyonlarca parayı bu özel şirkelere veriyor,  bunlar konutların gerçek sahipleri değil, yanlızca yönlerdirme ve idare.araclarını ellerinden tutmak için mı?.

Biz, bu konutların maliyetini çoktandır ödedik. Onları bize geri veriniz!

Şehir İdaresi, emeklı gelirleri yaşam için yetmiyen,  ağır işlerde çalışamalarına rağmen az kazanan, iyi gelir getiren iş bulamıyan mılyonlarca vatandaş için ne yapıyor (bu sorumuz üzerine Michael Braun’ ın yanıtı)  Çok cocuklu Aileler ve az kazandığı gibi yalnız cocuklarına bakanlar ne yapiyorlar?

Konutlardan çıkarılma kaygısı bizi sıkıyor, yoruyor. Kirayi nasıl ödüyeceğim kaygısı hoş bir  durum olmadığı gibi, uzun yilardaki  komşusunu kaybetmekte de üzücu bir durumdur. Gerçeği söylersek, biz severek Kreuzberg’de yaşiyoruz. Bizim arkadaşlarımız, ailelerimiz ve tanıdıklarımız burda yaşıyorlar. Birberlermizi karşılıklı destekliyoruz, böylelikle şehir bakım hizmetlerinden tasarruf ediyor.Birlikte şenlikler düzenliyoruz, Kotti’de  benzersiz bir birleşimi oluşturuyoruz.

Kreuzberg biziz. Ve fakir ve cazip  oluşu yalnız şimdi değil. Biz kalmak istiyoruz.

Kotti, Kreuzberg ve Göçmenlık Tarihi

Kottbusser Tor’un güneyinde  1000 kadar sosyal konut var. Bunlar  GSW ve  Admiral Grundstücke GmbH/ Hermes Hausverwaltung’ a ait dir. Her iki aileden biri gelirinin 40 arası 50 % kiraya ödüyor. Biz, 1. derecede  problemlı  16 büyük yerleşim birimlerinden biriyiz, burada kira üstsınırı metrekaresi 5,35 € olarak belirlenmişti. Yaklaşık, 80% türk kökenlı aileler Kotti çevresinde oturuyor.Tesadüfi bir durum değil, yabancıların oturmaları sıkı kurallara baglanmıştı: Önceleri yalnızca yurtlarda kalınırdı,daha sonra büyük anne ve babalarımız oturmak istedikleri yerlerde  konut tutmaya müsadeli değillerdi. Az gelirlerinden  dolayi  Batı Berlin’in bakımsız semtlerine taşındılar.

Batı Berlinliler, 1989 da Doğu Berlinlilerin pazar ekonomisene katıldığını kutlarken, bizlerden çoğunun pasaportuna Kreuzberge taşınma yasağı damgası vuruldu. Haksızlığa uğrayarak, sıkı kurallar altında yaşamla  ilgili çok deneyim sahibi olduk. Fakat, Kreuzberg’i  evimiz yaptık. Ve hepimiz, 1980’lerde  yeni taşınanları, ev işgalcılarını, alternatif kesimi, 90’larda orta sınıf yeşileri ve sanatkar ve öğrencileri buraya uyumlu hale getirdik. Bu karışım, bizi mutlu ediyor, çünkü bu karışım  Kreuzberg’i çekici kıldı.

Çıkarılmanın ırkcılıkla ne ilgisi var?

Şehir İdaresi ve Şehirgeliştirmede müsteşar Ephraim Gothe,  29.2.2012 de Berlin Eyalet Meclisi’nde organize ettiğimiz toplantıda, ‘Kotti daha çok karışıma ihtiyacı var’ dedi. Diğer politikacılar da son günlerde aynı şeyleri söylüyorlar. Mahellenin İnanlarıyla konuşulmadan, onların geleceklerini dikkate almadan, şehirgeliştirme strateji ve tasarımlarımn nasıl sacmaca oluşturulduğuna tanık oluyoruz. Karışımı, burda yilardan beri yaşiyanların çıkarılması olarak görüyoruz ve buna karşıyız. Biz zaten şu anda güzel bir karışımız.

Şehir plancılarına, kimleri buraya katmak istediklerini soruyoruz? Neden,  60’larda Türkiye’den  sözleşmeli gelen, az gelirli,  Kotti’de artık kiraları ödüyecek güçten yoksun emeklileri çıkarmak istiyorsunuz? Bunlar Federal Almanya’nın kalkınmsına katkıda bulundular. Onlar, o dönem düşük ücretlı işlerde çalıştılar, şimdi emekli gelirleri yetmiyor ki, yaşamların son dönemini eskiden beri oturduğu çevrede  tatlı bir şekiklde geçirebilsinler.

Ayrica, doktor yardımcısı, inşaat mühendisi, bilgisayar yazımcısı da ancak az gelirli işler alabiliyorlar, jobcenter’den yardım almak zorunda kalıyorlar.Bu durum, bizce iş piyasasındaki yapısal ırkcılıktır. Bu Ülkenin göçmenlık yasasının temelini oluşturan yabancıya zarar veren ayrımcılık, konut sorununda da mı sürdürülmek isteniyor? Jobcenter’den, kiraları ödüyemiyorsak,Mahrzahn’a taşınmalıyız, duyumaları aliyoruz. Biz orda baş örtülü veya örtüsüz sokağa çıkamayız dersek, Jobcenterdeki birey, o benim sorunum değil diyerek yanıtlıyor. Biz biliyoruz ki, doğudaki ilcelerde güvenlik sorunu var. Son olarak da, Solingen, Mölln^de öldürme ve Rostock’daki vahşet olaylarından  biliyoruz ki,can güvenliğimiz için batı ve doğuda belli alanlarda olmamız gerekir. Herkes bu saldırılardan haberdar dır. Yeni Yeraltı Nazi hareketinin öldürme olayları, tekrar gösterdi ki, ölümcül şiddete dayanan ırkcılık halen bitmemiş.Girilmiyen alanlar, halen birçok insan için bir gerçeklikdır.

SPD ve CDU hükümeti, ödenebilir konut sorununu devletin konut inşaat firmalarınca çözmek istediğini ve ayrıca en iyimser bir değerlendirmeyle bizleri  önemsemiyerek, şehirin doğusundaki konutların bir bölümü bizim için de sorunsuz alanlarda olduğunu ifadediyor. Batıda bizi istemiyen yerler var, hasır altı etmeden belirtelim.

Berlin Şehir idaresi, konutlarından çıkarılma ve daha ağır tehdit altındaki vatandaşları için sorumluluklarını üstlenmelidir. Biz Kreuzberg’de  kalacağız.

Berlin Eyalet Hükümetinden talep ediyoruz:

  • Sosyal konutları Belediyelere devrediniz
  • Sorumluluğunuzu üstleniz, sorumluluğunuzu yerine getirerek, geliri az olanlara ödenir konut sununuz
  • Sosyal konutlar belediyelere devredilinceye kadar, kiraları metrekaresi 4€ ile sınırlandırınız
  • Jobcenter, Sosyal Konutlarda kiraların düşürülmesiyle igili talepleplerini geri almalıdır
  • Fazladan ödenen kiraların  konut idaresi  veya IBB tarafından (2011 deki kira üst sınırı olarak belirlenen metre karesi 5,35 €  göz önünde bulundurularak) kiracılara geri ödenmesi istiyoruz
  • Jobcenter’deki bazi görevlilerin ırkcılık karşıtı bir eğitimde geçirilmesini talep edyoruz!

Biz, konutlarimizdan atılmaya karşı ve bu şehirdeki haklarımız için mücadele ediyoruz !

Biz, politikacıların artık bir girişimden bulunmalarını talep ediyoruz.

Biz, Sosyal Konutlardaki kiracıları, doğal olarak komşularımızı ve ayni kira sisteminde olanları selamliyoruz.

Zaman gelecek, yoksul ve seksi  artan kiraların durdurulmasiyla sonuclanacaktıır. Mümkün olmayan hiç bir şey yoktur.

Kottı & co kiracılar topluluğunda örgütlü

Güney Kottbusser Tor’daki Kiracılar